Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması ve Kefalet

Kefalet, kefilin asıl borçlunun borcunu ödememesi durumunda borçtan sorumlu olacağı taahhüdünü içeren bir sözleşmedir. Kefalet sözleşmeleri, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 483 ile 503 maddeleri arasında ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 581 ile 603 maddeleri arasında düzenlenmiştir.

Kefalet sözleşmesinin geçerliliği için yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olacağı miktarın belirtilmesi gerekmektedir. Kefil, borçlu aleyhine takibat icra edebilir ve borçlunun def’ilerini ileri sürebilir. Kefil, kefaletten doğan borcunu ödedikten sonra alacaklının haklarına halef olur ve asıl borçluya rücu edebilir.

Kefilin alacaklıya yaptığı ödeme, asıl borcu sona erdirmemekte ve kefil, alacaklının haklarına halef olarak borçluyu takip etme imkânı kazanmaktadır. Bu sayede kanun koyucu, kefilin asıl borç ilişkisinde sahip olduğu haklara halef olmasını ve asıl borçluya rücu edebilmesini mümkün kılmıştır.

Kefilin alacaklıya halef olması ve rücu hakkı, bütün kefalet sözleşmeleri için geçerli olup, müteselsil kefil de ödediği oranda alacaklının haklarına halef olacaktır. Kefilin alacaklının haklarına halef olması kanundan kaynaklanmakta olup, alacaklının rızası gerekmemektedir.

Kefilin kefil olma sebebi, asıl borçlu ile arasındaki hukuki ilişkidir. Kefil ve asıl borçlu arasında vekâlet sözleşmesi olması veya iç ilişkinin vekâletsiz iş görme olarak nitelendirilmesi durumlarında, kefil yaptığı ödemeyi borçluya rücu etme imkânına sahip olacaktır. Ayrıca, kefil ve asıl borçlu arasında herhangi bir ilişki bulunmaması durumunda dahi, kanun koyucu kefile yasal rücu hakkı tanımıştır. Bu bağlamda, kefil kanuni halefiyete dayanan rücu hakkına başvurabileceği gibi, borçluyla arasındaki iç ilişkiden doğan rücu hakkına da dayanabilecektir.

Son olarak, 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 492. maddesi ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 598/1 maddesi gereğince, kefalet sözleşmesinde kefilin sorumluluğu asıl borcun geçerli oluşuna ve devamına bağlıdır. Bu da kefilin sorumluluğunun ve rücu hakkının, asıl borç ilişkisiyle yakından ilişkili olduğunu göstermektedir.

Özetle, kefalet sözleşmeleri ve kefilin sorumlulukları üzerine odaklanan bu makale, kefaletin hukuki düzenlemelerini ve kefilin haklarını incelemektedir. Kefilin alacaklıya halef olma durumu ve rücu hakkı, kefalet sözleşmelerinin temel unsurlarıdır. Kanun koyucu, kefilin asıl borç ilişkisinde sahip olduğu haklara halef olmasını ve asıl borçluya rücu edebilmesini sağlayarak, kefilin korunmasını amaçlamıştır. Kefil, hem kanuni halefiyete dayanan rücu hakkını kullanabilir hem de borçluyla arasındaki iç ilişkiden doğan rücu hakkına dayanarak talepte bulunabilir.

Bu bağlamda, kefalet sözleşmeleri ve kefilin sorumlulukları konusundaki düzenlemeler, kefilin alacaklıya karşı taahhütlerini yerine getirirken haklarının korunmasını sağlamaktadır. Kefil, yaptığı ödemeleri asıl borçludan talep etme hakkına sahip olup, bu sayede ödediği miktarın geri alınması için yasal zemin bulunmaktadır.

Kefalet sözleşmelerinin geçerliliği, yazılı şekilde yapılması ve kefilin sorumlu olacağı miktarın gösterilmesine bağlıdır. Ayrıca, kefilin sorumluluğu, asıl borcun geçerli oluşuna ve devamına bağlı olduğu için, kefilin rücu hakkı ve alacaklıya halef olma durumu da asıl borç ilişkisiyle ilişkilendirilmiştir.

Sonuç olarak, kefalet sözleşmeleri ve kefilin sorumlulukları konusundaki yasal düzenlemeler, borç ilişkilerinde kefilin haklarını ve sorumluluklarını belirleyerek, kefaletin hukuki çerçevesini oluşturmaktadır. Kefilin alacaklıya halef olması ve rücu hakkı sayesinde, hem kefilin hakları korunmakta hem de alacaklının alacağının güvence altına alınması amaçlanmaktadır. Kefilin rücu hakkını kullanarak asıl borçludan talepte bulunabilmesi ve alacaklının haklarına halef olması, kefalet sözleşmelerindeki dengeyi sağlamaya yardımcı olmaktadır.

Tüm bu düzenlemeler ışığında, kefalet sözleşmeleri ve kefilin sorumlulukları, borç ilişkilerindeki tarafların haklarını ve yükümlülüklerini belirleyen önemli unsurlardır. Kefilin rücu hakkı ve alacaklıya halef olma durumu, kefalet ilişkisinin hukuki çerçevesini tamamlayarak, tarafların menfaatlerini gözetirken, borç ilişkisinin düzenli ve adil bir şekilde sürdürülmesine katkıda bulunmaktadır.

Tüzel Kişilik Perdesinin Aralanması

Tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi, şirketlerin ve ortakların kötü niyetli eylemlerine ve alacaklıların zarar görmesine engel olmak amacıyla uygulanmalıdır. Bu teori, alacaklıların korunması ve dürüstlük kuralına aykırı hareket eden tüzel kişiliklerin sorumluluğunun ortaya çıkarılması için bir araç olarak kullanılmalıdır.

Tüzel kişilik perdesinin aralanması, özellikle şirketlerin borçlarından dolayı ortakların sorumlu tutulamayacağı kuralının önemli bir istisnasını oluşturan ve titizlikle uygulanması gereken bir teoridir. Her somut olayın özelliği gözetilerek değerlendirilmeli ve dürüstlük kuralı ile hakkın kötüye kullanılması yasağına dayanarak tüzel kişiliğin alacaklılardan mal kaçırmak amacıyla kullanılıp kullanılmadığı, tüzel kişiliği düzenleyen normların dışına çıkılıp çıkılmadığı incelenmelidir.

Şirketler arasındaki organik bağ ve tüzel kişilik perdesinin çapraz aralanması durumlarında da, somut olayın özelliklerine göre değerlendirme yapılmalı ve şirketlerin kötü niyetli işlemlerinin tespiti için somut verilere dayalı ispatlar sunulmalıdır. Kısacası, tüzel kişilik perdesinin aralanması teorisi ve organik bağ kavramı, hukuk düzeninde dürüstlük ilkesine aykırı hareket eden tüzel kişiliklerin ve ortakların sorumluluklarının tespit edilmesi ve alacaklıların zararlarının önlenmesi için önemli bir koruma aracıdır. Bu teori ve kavramlar, somut olayın özellikleri dikkate alınarak ve ihtiyatla uygulanmalıdır.

 

Av. Sertel Şıracı

 

* Aral, Fahrettin: Borçlar Hukuku -Özel Borç İlişkileri, 7. b., Ankara 2007, s. 437

* Reisoğlu, Seza: Kefilin Rücuu İle İlgili Meseleler, Banka ve Ticaret Hukuku Dergisi, C. 1, S. 4, Y. 1962, s. 466

* Çamoğlu, Ersin: Ticaret Ortaklıkları Bağlamında Perdenin Kaldırılması Kuramı ve Yargıtay Uygulaması, BATİDER, C. 32, S. 2, 2016, s. 12

* Hukuk Genel Kurulu 08.02.2022 – 2021/(19)11-659 E., 2022/82 K.

* Hukuk Genel Kurulu 14.6.2022  E. 2019/149 K. 2022/894

İlginizi Çekebilir

Genel Hizmetlerimiz Formu